Çocuğunuz Okula Hazır Mı?
Okula hazır oluş; çocukların fiziksel ve ruhsal olarak okula giderek, okulun getirdiği gereklilikleri yapabilme, sorumluluk alabilme kapasitesinin yaşına uygun bir şekilde gelişmesi anlamı taşımaktadır.
Çocuğun olgunlaşmaya, öğrenmeye hevesli olması da okula hazır oluşu kolaylaştırmaktadır. Okulun getirdiği gereklilikler değerlendirilirken göz önünde bulundurulması gereken birçok faktörler vardır. Bu faktörler nelerdir bir bakalım;
İlk faktör çocuğun anneden ayrılabilmesidir. Birçok aile bu aşamayı anaokuluna başladığı süreçte yaşasa da, birçoğu da hala maddi imkansızlıklar ve bir takım problemler dolayısıyla çocuklarını direkt olarak ilkokula başlatmaktadır. İşte bu durumlarda çocuk ilk defa anneden ayrılacaksa anneler zorluk yaşayabiliyorlar. Okul kapısında ağlama nöbetleri, anneyi kaybedeceği düşünceleri çocuğun içini kemiriyor ve çocuk okula gitmek istemeyebiliyor. Bu dönemde ailelerin bilerek veya bilmeyerek yanlış davranışları sonucu çocuklarda okul fobisinin zemini hazırlanıyor. Okul olgunluğu için çocuğun gelişiminin bir dönemi olan ayrışma- bireyleşme aşamasını sorunsuz atlatmış olması beklenir.
İkinci faktör çocuğun otoriteye gösterdiği tepkilerdir. Çocuklardan öğretmenleri bir şeyler yapmalarını buyurur, çoğu zamanda emreder. Bazı çocuklar aile içerisinde itaat edebilmeyi, otoriteyi kabul edememişlerse, aile yeteri kadar çocuk üzerinde gerekli otoriteyi (burada kast edilen katı bir tutum değildir) olamamışsa, çocuk ebeveynlerinin isteklerini yapmıyorsa ve sürekli olarak inatlaşıyorsa bu çocuklar okula başladıklarında davranış problemleri yüzünden çok büyük sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Bu özellikleri okula başlamadan önce fark edilmeli ve tedavi arayışında bulunulmalıdır. Çocuğun okula hazır oluş için gerekli tepkisi, istediğini karşı tarafa inatlaşmadan anlatması ve gerekli bir sıkıntısı varsa da çekinmeden iletişim kurarak öğretmeniyle paylaşmasıdır.
Üçüncü faktör çocuğun bir süreliğine hareketlerini kontrol altına alabiliyor olması ve erteleyebilmesidir. İlkokul eğitimi anaokulu eğitiminden uzayan ders saati ile de farklılaşır. Uzun ders saatlerinde yerinden hiç kalkmadan oturması, tuvaletini nispeten belirli bir süre tutması gerekir. Tuvalet ile ilgili sorun yaşayan çocukların okuldan daha çok soğudukları bellidir. Tuvaletini tutamayan çocuk bazen öğretmenlerinden izin alıp gidemez ve alt ıslatma görülür. Altını ıslatan çocuk arkadaşları tarafından acımasızca eleştirilebilir. Bu da özgüvenini kırar. Tuvaleti kendi başına kullanabiliyor olması da çocuktan beklenilen davranıştır. Dolayısıyla nispeten tuvalet probleminin okula başlamadan önce çözülmüş olması beklenir.
Dördüncü faktör çocuğun yaş düzeyine uygun hareketliliğinin olmasıdır. Bazı çocuklar zihinsel ve ruhsal olarak gelişirken, dürtüsellikleri baki kalabilir. Buradaki hareketliliğin yaş düzeyine uygun olması bizim için önemlidir. Eğer çocuğunuz hareketlerini kısıtlamıyor ve isteklerini erteleyemiyorsa, çok hareketliyse, dikkat süresi kısaysa bu okula başlamadan mutlaka bir uzmanla değerlendirilmelidir. Çocuklar yaşına uygun olmayan hareketlilik gösterse de okula başlamadan bu hareketliliğin sebebi araştırılmaya başlanabilir ve daha farklı tedbirler alınabilir.
Beşinci faktör el becerilerinin, kalem tutabilmenin ve kalem ile belirli şekiller yapabilmenin, yani ince motor becerilerin gelişmiş olması gerekmektedir. İnce motor faaliyetleri gelişmeyen çocuklar yazı yazarken de zorlanmaya devam ederler. Ödev yaparken zorlanırlar. Yaşıtlarından fazla zorlanma onları okuldan, derslerden soğutabilir. Dolayısıyla becerileri okula başlamadan Mayıs, Haziran ayları gibi belirlenmeli, eksiklik varsa bu yaz aylarında destek ile giderilmelidir. Bu dönem eksiklikleri kapatmak için bulunmayacak bir fırsattır.
Altıncı faktör dil gelişimidir. Çocuğun konuşarak isteklerini anlatabiliyor olması önemlidir. Çocuğun konuşma ile ilgili bir engeli varsa bu önceden belirlenip öğretmenleri ile paylaşılmalıdır. Dil gelişimi yaşına uygun olmayan çocuklarda okuma öğrenmede de sıkıntılar görülmektedir.
Yedinci faktör çocukların boyunun, kilosunun, fiziksel özelliklerinin ve yaşının okul için uygun olup olmadığının incelenmesidir. Bazı çocuklar yaşıtlarından fiziksel yapı itibari ile o kadar minyon ve o kadar çelimsiz olurlar ki, diğer çocukların kendisini incitebileceğini düşünebilirler. Okul ortamı, kantin, ve okul çıkışlarında öğrencilerin dağılmasıyla oluşan kalabalıkta zarar göreceğini düşünerek çok çekimser davranırlar. Bu faktörler önemsiz gibi görünse de bizler çocukları her alanda düşünüyoruz ve onların maksimum iyilik hallerini önemsiyoruz.
Okula Hazır Olup Olmadığı Nasıl Değerlendirilmelidir? Çocuğun okula hazır olup olmadığı öncelikle bir uzman ile belirlenmelidir. Bu noktada kişisel olarak uyguladığım programı anlatacağım:
İlk olarak aileden çocuk ile ilgili, çocuğun şimdiki yaşına kadar ki klinik öyküsü alınır. Annenin hamilelik öncesi döneminden, doğumuna, doğum sonrasındaki gelişim basamaklarına kadar ayrıntılı bilgi alınır.
İkinci basamakta çocuğa bir batarya şeklinde testler uygulanır. Bu test bataryasının içerisinde, Denver II Gelişimsel Tarama Testi, Frostig Görsel Algı Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Ankara Gelişimsel Tarama Testi, Marmara İlköğretime Hazır Oluş Testi gibi ihtiyaca göre de yapılacak testler vardır.
Üçüncü basamakta çocuğun ruhsal işleyişini anlamak adına oyunla ve projektif yöntemlerle çalışmalar yapılır. Okul hakkındaki düşünceleri konuşulur. Bütün yapılan çalışmaların sonuçları ailelere sunulur. Geri bildirimler alan ailelerin çocuklarına okul kavramını anlatmalarını, bu süreçte kendilerini nelerin beklediğini anlatmaları istenir. Ailenin asla yapmaması gereken davranışlarında altı çizilir. Çocuk okula hazırlanmış olur.
Basamaklardan bazılarında problem çıkarsa, çocuğun desteklenmesi gereken becerileri varsa, bu becerilere dair bir gelişim destekleme programı oluşturulur. Aile, uzman, varsa anaokulu öğretmeni iş birliği içerisinde çalışılarak çocuğun eksiklikleri giderilir.
Henüz yeni okul dönemi başlamadan, vakit varken çocuklarınızın okul olgunluğu testlerini yaptırırsanız, destek için, hazırlık için yaz dönemi boyunca vaktiniz olacaktır. Yaz dönemi boyunca oluşturulacak destek programı sayesinde çocuğunuzun sene tekrar etmesi gerekmeyebilir.
Tüm süreçler sorunsuz ise çocuklarda ilkokula ve eğitim öğretim hayatlarına sorunsuz bir giriş yaparlar. Her anne ve babanın isteyebileceği en güzel şeylerden biride, çocuklarının mutlu ve uyumlu bir şekilde “okul”lu olduğunu görmektir.
Okula hazır oluş; çocukların fiziksel ve ruhsal olarak okula giderek, okulun getirdiği gereklilikleri yapabilme, sorumluluk alabilme kapasitesinin yaşına uygun bir şekilde gelişmesi anlamı taşımaktadır.
Çocuğun olgunlaşmaya, öğrenmeye hevesli olması da okula hazır oluşu kolaylaştırmaktadır. Okulun getirdiği gereklilikler değerlendirilirken göz önünde bulundurulması gereken birçok faktörler vardır. Bu faktörler nelerdir bir bakalım;
İlk faktör çocuğun anneden ayrılabilmesidir. Birçok aile bu aşamayı anaokuluna başladığı süreçte yaşasa da, birçoğu da hala maddi imkansızlıklar ve bir takım problemler dolayısıyla çocuklarını direkt olarak ilkokula başlatmaktadır. İşte bu durumlarda çocuk ilk defa anneden ayrılacaksa anneler zorluk yaşayabiliyorlar. Okul kapısında ağlama nöbetleri, anneyi kaybedeceği düşünceleri çocuğun içini kemiriyor ve çocuk okula gitmek istemeyebiliyor. Bu dönemde ailelerin bilerek veya bilmeyerek yanlış davranışları sonucu çocuklarda okul fobisinin zemini hazırlanıyor. Okul olgunluğu için çocuğun gelişiminin bir dönemi olan ayrışma- bireyleşme aşamasını sorunsuz atlatmış olması beklenir.
İkinci faktör çocuğun otoriteye gösterdiği tepkilerdir. Çocuklardan öğretmenleri bir şeyler yapmalarını buyurur, çoğu zamanda emreder. Bazı çocuklar aile içerisinde itaat edebilmeyi, otoriteyi kabul edememişlerse, aile yeteri kadar çocuk üzerinde gerekli otoriteyi (burada kast edilen katı bir tutum değildir) olamamışsa, çocuk ebeveynlerinin isteklerini yapmıyorsa ve sürekli olarak inatlaşıyorsa bu çocuklar okula başladıklarında davranış problemleri yüzünden çok büyük sıkıntılar yaşayabilmektedirler. Bu özellikleri okula başlamadan önce fark edilmeli ve tedavi arayışında bulunulmalıdır. Çocuğun okula hazır oluş için gerekli tepkisi, istediğini karşı tarafa inatlaşmadan anlatması ve gerekli bir sıkıntısı varsa da çekinmeden iletişim kurarak öğretmeniyle paylaşmasıdır.
Üçüncü faktör çocuğun bir süreliğine hareketlerini kontrol altına alabiliyor olması ve erteleyebilmesidir. İlkokul eğitimi anaokulu eğitiminden uzayan ders saati ile de farklılaşır. Uzun ders saatlerinde yerinden hiç kalkmadan oturması, tuvaletini nispeten belirli bir süre tutması gerekir. Tuvalet ile ilgili sorun yaşayan çocukların okuldan daha çok soğudukları bellidir. Tuvaletini tutamayan çocuk bazen öğretmenlerinden izin alıp gidemez ve alt ıslatma görülür. Altını ıslatan çocuk arkadaşları tarafından acımasızca eleştirilebilir. Bu da özgüvenini kırar. Tuvaleti kendi başına kullanabiliyor olması da çocuktan beklenilen davranıştır. Dolayısıyla nispeten tuvalet probleminin okula başlamadan önce çözülmüş olması beklenir.
Dördüncü faktör çocuğun yaş düzeyine uygun hareketliliğinin olmasıdır. Bazı çocuklar zihinsel ve ruhsal olarak gelişirken, dürtüsellikleri baki kalabilir. Buradaki hareketliliğin yaş düzeyine uygun olması bizim için önemlidir. Eğer çocuğunuz hareketlerini kısıtlamıyor ve isteklerini erteleyemiyorsa, çok hareketliyse, dikkat süresi kısaysa bu okula başlamadan mutlaka bir uzmanla değerlendirilmelidir. Çocuklar yaşına uygun olmayan hareketlilik gösterse de okula başlamadan bu hareketliliğin sebebi araştırılmaya başlanabilir ve daha farklı tedbirler alınabilir.
Beşinci faktör el becerilerinin, kalem tutabilmenin ve kalem ile belirli şekiller yapabilmenin, yani ince motor becerilerin gelişmiş olması gerekmektedir. İnce motor faaliyetleri gelişmeyen çocuklar yazı yazarken de zorlanmaya devam ederler. Ödev yaparken zorlanırlar. Yaşıtlarından fazla zorlanma onları okuldan, derslerden soğutabilir. Dolayısıyla becerileri okula başlamadan Mayıs, Haziran ayları gibi belirlenmeli, eksiklik varsa bu yaz aylarında destek ile giderilmelidir. Bu dönem eksiklikleri kapatmak için bulunmayacak bir fırsattır.
Altıncı faktör dil gelişimidir. Çocuğun konuşarak isteklerini anlatabiliyor olması önemlidir. Çocuğun konuşma ile ilgili bir engeli varsa bu önceden belirlenip öğretmenleri ile paylaşılmalıdır. Dil gelişimi yaşına uygun olmayan çocuklarda okuma öğrenmede de sıkıntılar görülmektedir.
Yedinci faktör çocukların boyunun, kilosunun, fiziksel özelliklerinin ve yaşının okul için uygun olup olmadığının incelenmesidir. Bazı çocuklar yaşıtlarından fiziksel yapı itibari ile o kadar minyon ve o kadar çelimsiz olurlar ki, diğer çocukların kendisini incitebileceğini düşünebilirler. Okul ortamı, kantin, ve okul çıkışlarında öğrencilerin dağılmasıyla oluşan kalabalıkta zarar göreceğini düşünerek çok çekimser davranırlar. Bu faktörler önemsiz gibi görünse de bizler çocukları her alanda düşünüyoruz ve onların maksimum iyilik hallerini önemsiyoruz.
Okula Hazır Olup Olmadığı Nasıl Değerlendirilmelidir? Çocuğun okula hazır olup olmadığı öncelikle bir uzman ile belirlenmelidir. Bu noktada kişisel olarak uyguladığım programı anlatacağım:
İlk olarak aileden çocuk ile ilgili, çocuğun şimdiki yaşına kadar ki klinik öyküsü alınır. Annenin hamilelik öncesi döneminden, doğumuna, doğum sonrasındaki gelişim basamaklarına kadar ayrıntılı bilgi alınır.
İkinci basamakta çocuğa bir batarya şeklinde testler uygulanır. Bu test bataryasının içerisinde, Denver II Gelişimsel Tarama Testi, Frostig Görsel Algı Testi, Metropolitan Okul Olgunluğu Testi, Ankara Gelişimsel Tarama Testi, Marmara İlköğretime Hazır Oluş Testi gibi ihtiyaca göre de yapılacak testler vardır.
Üçüncü basamakta çocuğun ruhsal işleyişini anlamak adına oyunla ve projektif yöntemlerle çalışmalar yapılır. Okul hakkındaki düşünceleri konuşulur. Bütün yapılan çalışmaların sonuçları ailelere sunulur. Geri bildirimler alan ailelerin çocuklarına okul kavramını anlatmalarını, bu süreçte kendilerini nelerin beklediğini anlatmaları istenir. Ailenin asla yapmaması gereken davranışlarında altı çizilir. Çocuk okula hazırlanmış olur.
Basamaklardan bazılarında problem çıkarsa, çocuğun desteklenmesi gereken becerileri varsa, bu becerilere dair bir gelişim destekleme programı oluşturulur. Aile, uzman, varsa anaokulu öğretmeni iş birliği içerisinde çalışılarak çocuğun eksiklikleri giderilir.
Henüz yeni okul dönemi başlamadan, vakit varken çocuklarınızın okul olgunluğu testlerini yaptırırsanız, destek için, hazırlık için yaz dönemi boyunca vaktiniz olacaktır. Yaz dönemi boyunca oluşturulacak destek programı sayesinde çocuğunuzun sene tekrar etmesi gerekmeyebilir.
Tüm süreçler sorunsuz ise çocuklarda ilkokula ve eğitim öğretim hayatlarına sorunsuz bir giriş yaparlar. Her anne ve babanın isteyebileceği en güzel şeylerden biride, çocuklarının mutlu ve uyumlu bir şekilde “okul”lu olduğunu görmektir.