Kazakistan’da Anayasa Günü ve anayasal devletin gelişimi

YERKEBULAN SAPİYEV / Kazakistan Cumhuriyeti Ankara Büyükelçisi, e-posta: ankara@mfa.kz - Ülkelerin geleceğinde ve kurumsallaşma süreçlerinde anayasalarının büyük bir rolü vardır. Bağımsızlığının ardından Kazakistan Cumhuriyeti de bu konuda kendine özgü koşullarında gelişimci bir yönelim göstermiştir.

Kazakistan Cumhuriyeti Anayasası’nın kabulünden bu yana 27 yıl geçmiştir. 16 Aralık 1991’de elde edilen bağımsızlık sonrasında temel anayasa 30 Ağustos 1995 tarihinde gerçekleştirilen referandum sonucunda kabul edilmiştir.

Bu vesileyle 30 Ağustos günü Kazakistan’da resmi tatildir.

Tarihi gelişime bakıldığında Kazak Anayasasının belirli aralıklara değiştiği görülmektedir. Bağımsız Kazakistan’ın ilk Anayasası 28 Ocak 1993 tarihinde kabul edilen ve parlamenter cumhuriyet modelini içeren anayasadır. 1995 yılında kabul edilen Anayasaya göre ise cumhurbaşkanlık-parlamenter modeli getirilmiştir. Şimdiye kadar, Anayasa’ya 1998, 2007, 2011, 2017, 2019 ve en son olarak 2022 yıllarında bir takım değişikliler eklenmiştir.

Anayasa yazımında Kazakistan’ın hukuk alanındaki önde gelen şahsiyetleri, entelektüel bilim insanları, politikacılar belge taslağının geliştirilmesine katkılarını sunmuştur.

Söz konusu değişikliklerde genel olarak birey hak ve özgürlükleri ile kuvvetler ayrılığı dengesine yönelik tedrici bir değişim dikkat çekmektedir.

Öyle ki 2007 yılında yapılan değişikliklerde nispi seçim sisteminin kapsamı genişletilmiş ve buna bağlı olarak Hükümetin kurulması sürecinde parti gruplarına karma mekanizması getirilmiştir. Aynı değişiklikle Kazakistan Milli Meclisi anayasal statü kazanmıştır. 2011 yılında ise Cumhurbaşkanı’nın atanması ve olağanüstü seçimlerin yapılmasının anayasal temeli yeniden tanımlanmıştır. En kapsamlı değişikliklerden biri 2017 yılında gerçekleşmiş ve Anayasa’nın 25 maddesinde 33 değişiklik yapılmıştır.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanı’nın yetkileri azaltılarak parlamentoyu güçlendirmek hedeflenmiştir. Böylece Cumhurbaşkanı görevlerinde dış politika, savunma, ulusal güvenlik ve Anayasa’nın korunması gibi stratejik işlevlere öncelik verilmiş oldu.

Bu yıl, 5 Haziran’da da Kazakistan’da anayasa değişikliği referandumu gerçekleşti. Seçmenlerin yüzde 77.18’inin “evet” oyu kullandığı değişikliklerle 27 yıl aradan sonra “yeni Kazakistan” olarak adlandırılan dönemin anayasal çerçevesi güncellendi.

Bu doğrultuda Kazakistan’da halk egemenliğini esas alan bir yönetim modeli de hızla inşa edilmektedir. “Halkını duyan devlet” modeli de Cumhurbaşkanımız Kasım-Jomart Tokayev’in önemli bir misyonudur. Nitekim yeni anayasa taslağında “Kazakistan toprağı ve yer altı doğal kaynakları halka aittir” ifadesi getirilmektedir.

Kazakistan Cumhurbaşkanının görevini sürdürdüğü sürece herhangi bir siyasi partiye üye olamaması, yakın akrabalarının devletin üst düzey görevlerine ve kamu ortaklığındaki şirketlerin yönetimine getirilmesinin yasaklanması da yönetişim ilkeleri bakımından tarihi adımlardır.

Yine bu doğrultuda Kazakistan Anayasa Konseyi yeniden Anayasa Mahkemesi olarak kurulacak. 1 Ocak 2023’ten itibaren faaliyete geçirilmesi planlanan Anayasa Mahkemesi 11 hâkimden oluşacak ve üyeler, 6 yıllık görev süresi için seçilecektir.

Kanunları kabul etme yetkisinin sadece parlamentonun alt kanadı mecliste olacağı değişikliklerle ülkedeki süper başkanlık yönetim sisteminin sonlandırılarak Parlamentonun güçlendirildiği bir sistem öngörülmektedir.

Bir başka önemli husus, devlet-vatandaş etkileşimini hak ettiği noktaya taşıyabilmek adına önümüzdeki yıldan itibaren, Kazakistan vatandaşları doğrudan Anayasa Mahkemesi’ne başvurabilecektir.

Bahsedilen Anayasa reformu süreci, geçmişten günümüze Kazakistan’da anayasal devlet olgusunu güçlendirmiştir. Çalışmalar elbette devam edecektir.

Bununla birlikte ülkenin dış politikada sürdürdüğü çok yönlülük, dışa açılma ve vatandaşların hak ve özgürlüklerinin ideal seviyeye taşınması hedefiyle uyumludur. Kazakistan çok etnisiteli bir devlet niteliğindedir. Bu çeşitliliği güçlendirmede ve toplumsal uyumu sağlamada Anayasa’nın rolü büyüktür.

Bir devlet yaşamı açısından uzun sayılmayacak bu süre zarfında kurumların oluşması, yerel yönetimlerin öneminin artması, hukuk sisteminin sağlamlaşması ve demokrasi adına hatırı sayılı adımlar atılmıştır.
 
Üst Alt