Puan kaybetti, Taha’yı kazandı

Ligin henüz başı, ama sezonun ilk büyük maçıydı. Dolayısıyla hem Trabzonspor hem Galatasaray açısından bir prestij mücadelesiydi.
Bordo-mavili ekibin geçen haftaki Antalyaspor yenilgisi ve Şampiyonlar Ligi travmasından sonra nasıl bir performans göstereceği merak edilirken, Galatasaray’ın yeni yapılanması ve yıldız transferleriyle hangi noktaya geldiğini test etmek adına ciddi bir sınavdı.
Trabzonspor adına sonuç sevindirici değil elbette. Daha kötüsü olabilirdi ev sahibi adına. Galatasaray kazanmaya yakın, pozisyon bulan taraf idi. Özellikle ikinci yarıdaki mahkum oyunu ile Trabzonspor puanı kurtardı diyebiliriz.
Trabzonspor hafta içi tempolu bir Kopenhag maçı oynadıktan sonra elbette tedbirli bir oyun planı uygulayacaktı. Bana Abdullah Avcı’nın ilk dönemlerini anımsattı. İyi savunma yap, topun rakipte kalmasına izin ver, hızla hücumda fırsat bulursan değerlendir. Bu bir anlamda tuzaktı. Aynı zamanda risk almak demekti. Bu tehlikeyi göze aldı deneyimli hoca. Buna rağmen Mertens’in yakaladığı en net pozisyonda, son vuruş yetersizliği ve genç kaleci Taha’nın zamanında müdahalesi vardı.
Peki ilk yarıda hücum anlamında istediklerini yapabildi mi Trabzonspor? Elbette hayır. Alışılmışın dışında denemeleri oldu ama sonuç alamadı. Sorun belli. Orta saha ile üçüncü bölge kopuk oynadı. Pas trafiği aksadı. Cornelius’u kanat ortaları ile besleyemiyorsan, bunun yerine alternatif üretemiyorsan gol bulman zorlaşır. Eren zaman zaman katkı sağladı, Larsen rakibi karşılamakla uğraştı. Bu pasif görüntü taraftarı mutlu etmese de, ilk yarıyı gol yemeden bitirmesi önemliydi.
Abdullah Avcı’nın vitesi yükseltme düşüncesi ikinci yarı başlarken yaptığı değişikliklerden belli oldu. Kouassi ve orta alana takviye olarak aldığı yeni transfer Gbamin hamlelerine rağmen Galatasaray daha istekli başladı bu bölüme. Pozisyon bulmaya da devam etti.
Gomis’in oyuna girmesiyle Okan Buruk “kazanmak istiyorum” mesajı verdi. Trabzonspor ise aynı düşünce ile yine önce savunma dedi. Ya kazanmak adına ne yaptı? Koca bir hayal kırıklığı. Kendi seyircin önünde oynuyorsun, yenilmeyeyim ne demek? Oyunu kim forse etti? Galatasaray. Sen kazanmak için ne yaptın. Koca bir sıfır. Şimdi yenilmediği için mutlu mu olacak taraftar?
Çünkü hedefi şampiyonluk olan bir takımın en ciddi rakiplerinden birine karşı farklı oynaması ve kazanma isteğini yansıtması gerekirdi.
Beraberlik para adına kazanç sağlayabilir. Kusura bakmayın, Trabzonspor sürekli prestij yitiriyor. Gol atamayan takım, sıradan olur. Trabzonspor zorlu bir süreç yaşıyor. Lig ve UEFA Avupa liginde işi kolay değil. Tek kazancı genç kaleci Taha’nın performansı idi. Puanlar gitti ama, iyi bir file bekçisi buldu.
***
Son olarak; maçtan, skordan ve oyundan bağımsız olarak söyleyeyim. Dün geceki maç kadrosunda sakatlıkları nedeniyle yer almayan kaptan Uğurcan ve Abdülkadir Ömür ile ilgili tatsız haberler alıyorum. Çok düşük ücretlerle büyük fedakarlık yapan iki oyuncuya verilen sözlerin tutulmadığı iddiası var. Maaşlarında iyileştirme yapılacağı yolundaki söylemlerin hayata geçmediği ve bu oyuncuların kırgın olduğunu duyuyorum. Abdullah Avcı’nın maç öncesi bu iki oyuncuyla ilgili yaptığı açıklama ise manidar geldi bana. Ateş olmayan yenden duman çıkmazmış. Umarım gelen bilgiler yanlıştır, dilerim kulüp içi dengelerin bozulmasına izin verilmez. Küstürmeyin bu çocukları.
 
Üst Alt