Putin’e karşı 35 imza

Dünkü Washington Post’a göre, “Rusya’daki 35 bölgeden Putin’in görevden alınması için bir çağrıya imza attılar.”

Gazete bu olayı “ender görülen bir muhalefet işareti” olarak niteliyor.

“Şimdi -muhtemelen- bunun zorlu sonuçlarıyla karşı karşıya kalacaklar” diye ilave ediyor.

“Moskova şehir günü” kutlamalarında havai fişekler patlarken, Ukrayna’da asker kayıplarının gerçek sayısının farkında olan ve o nedenle “daha sert askeri harekât, Ukrayna sivil altyapısının hedef alınması ve zorunlu askerlik uygulaması” isteyenler hiç de mutlu görünmüyorlardı.

Tersine öfkeliydiler. Seslerini yükselttiler.

Moskova’ya bağlı Çeçen lider Ramazan Kadirov da Rusya’nın Ukrayna’da son toprak kayıplarını içine sindiremeyenlerden.

“Bu konuyu Putin’le görüşeceğini” ulu orta açıkladı.

Bu işaretlere bakarak “Putin’in içeride sıkıştırılmaya başladığı ve Ukrayna’da elini yükseltebileceği” düşünülebilir.

Hatta…

Cepheye asker bulmakta zorlandığı için “seferberlik ilan etmesi ve zorunlu askerlik kararı alması” noktasına gelebilir.

Ancak…

“Bunu yapabilmesi için de halkın vatanseverlik duygularını ateşlemesi” gerekiyor.

63224c1686b24a1914f91491.jpg


İYİ YURTTAŞ = PASİF YURTTAŞ

Oysa…

Öyle bir toplum psikolojisi yok.

Washington Post’tan gözlemlerle devam edeyim…

Sosyolog Boris Kagarlitsky “Rus vatandaşlarının yüzde 80’inin kendilerini siyaset dışı olmaya şartlandırdığı” görüşünde.

Ukrayna savaşını kendi sorunları olarak görmüyorlar.

Kendi hayatlarına odaklanmışlar.

Rublenin değeri düşmediği için halkın ekonomik durumunda rahatsız edici bir değişim yok.

Televizyonlara güvenmiyorlar, yani televizyon propagandası onların üzerlerinde hiçbir etki yapmıyor.

“Savaşın yanında ya da karşısında” söylemler onlar üzerinde çalışmıyor.

Kumanda düğmesini siyaset ve ekonomik sorunlar veya genel değerlerle ilgili konular için kullanmıyorlar.

İnternette de öyle.

………………

Peki, neyle ilgileniyorlar?

Moda şovları, yemek ve magazin programları, avcılık ve özellikle balık tutma üzerine görüntüler.

Zaten Putin yıllarca “İyi vatandaş, hiçbir şeye karışmayan, pasif vatandaştır” mesajını vermiş.

“İşini yap, keyfine bak…”

…………………

Putin kamuoyu araştırmaları yaptırıyor.

“Toplumun savaşa ilgisi az, daha da azalmakta…”

Zaten Kremlin de 24 Şubat’tan bu yana “savaş anlatısı yapmaktan” özenle kaçınmış değil mi?

Israrla “özel askeri operasyon” deyimi kullanıldı.

Sonuç…

Putin’in “zorunlu askerlik uygulamasını getirmek ve seferberlik ilan etmek” için duygularını şahlandırmak üzere elinin altında sinir uçları açık bir toplum yok.

63224c2186b24a1914f91493.jpg


HEDEF BELİRSİZLİĞİ

Kremlin Sözcüsü Peskov hafta başı yaptığı açıklamada “savaşın belirlenen hedeflere ulaşıncaya kadar devam edeceğini” söyledi.

Hangi hedeflere?

24 Şubat’ta ilk hedef “Ukrayna başkenti Kiev’i birkaç günde ele geçirmek, Cumhurbaşkanı Zelenskiy’i devirerek, onun yerine Moskova’ya bağlı birini getirmekti…”

Başarısız olundu.

Kiev çevresinden Rus birlikleri geri çekilmek zorunda kaldı.

“Yedek hedef”, Ukrayna’nın doğusundaki tüm “Donetsk’i ve Luhansk’ı” fethetmekti.

Bu da olmadı.

Rus askerleri Harkov’dan “olimpiyat koşucuları gibi kaçıyorlardı” kara mizahına konu olarak geri çekildiler.

Şimdi Zelenskiy’in Kırım’a göz kırptığı konuşulmakta.

Yani…

İyi silahlandırılırsa -ki ABD bu desteği verdi- Ukrayna, Rusya’dan topraklarını kurtarabileceğinin işaretlerini veriyor.

Ve…

Putin için “hedef” kelimesinin içi giderek boşalmakta.

63224c2b86b24a1914f91495.jpg


İNCE İŞLER

Dünkü New York Times’ta Ross Douthat’un yazısından şu cümleyi çok önemsedim.

“Savaş zamanında cepheyle, cephe arkasındaki siyasi durum arasında dinamik bir ilişki vardır.”

Yazının başlığında belirttiğim “35 milletvekili” tarafından Putin’in görevden alınması yolundaki çağrı bunun bir kanıtı.

Putin elbette deneyimli ve muktedir bir lider.

Kendini harcatmaz.

Ucu nereye varırsa varsın -hatta taktik nükleer silah kullanmaya kadar- elini yükseltir.

İşte bu nedenle, Washington çok özenli ve ince ayarlı bir çizgide yürüyor.

Şöyle ki:

Zelenskiy’i silahsız, desteksiz bırakırsa Putin’in nerede duracağı belli değildi.

Ukrayna’dan sonra sıra Moldova’ya, Letonya, Litvanya ve Estonya’ya gelecekti.

II. Dünya Savaşı’nın bitiminden bu yana tarafsız kalmaya özen gösteren Finlandiya ve İsveç bu kaygıyla NATO üyesi olmak için başvurdular.

Tehlike devam ediyor.

Rusya’nın saldırganlığı “taktik nükleer silah kullanma” tehdidine rağmen durdurulmalıydı.

Bunun sağlandığı söylenebilir.

Ama…

Diğer tehlike, Rusya’nın aşağılanacağı bir şekilde yenilgiye uğratılmasıdır.

Seferberlik ilan etmiş ve iyi donatılmış, iyi eğitilmiş, ABD silahlarıyla üstünlük sağlayan Ukrayna, asker sayısı olarak da cephede Rusya’ya karşı üstün.

ABD, Zelenskiy’e silah verirken, Rusya’yı bütünüyle püskürtebilecek zenginlikte donatmıyor.

Putin’in tamamen köşeye sıkışarak taktik nükleer silah kullanmak zorunda kalmaması için “çok hassas ve ince ayarlı” bir donanım ve destek önemli.

…………………

Putin’e “onurlu bir geri çekiliş seçeneği/yolu bulmak” için zamana oynuyor Batı.

………………….

Sonuç…

Rusya yenilirse ya da onurlu bir çekilme yolu bulunursa, Avrupa’nın geri kalanını kapsayan işgal tehdidi de ortadan kalkacak.

Küresel siyasi atmosfer değişecek.

Hatırlayalım…

İşgalden önceki haftalarda Çin, Rusya ile “sınırsız” bir dostluk ilan etmişti.

Donald Trump, Vladimir Putin’in bir “dâhi” olduğunu söylemişti.
 
Üst Alt