‘Hayat Bağım’la ödüle doymuyor

Prematüre bebekler için geliştirdiği ‘Hayat Bağım’ projesiyle Londra’da ödül alan Molfix, Brezilya’daki ana yarışmaya katılmaya da hak kazandı.

Dünyada her 10 bebekten biri prematüre doğuyor ve her 40 saniyede bir, bu bebeklerden biri hayatını kaybediyor. Son 10 yılda 150 milyon bebek prematüre doğdu.

BM kuruluşları ve paydaşları tarafından bugün yayımlanan yeni bir rapora göre, 2020 yılında yaklaşık 13,4 milyon bebek prematüre doğdu. Prematüre bebeklerin 1 milyonu, erken doğumla ilgili komplikasyonlardan dolayı hayatını kaybetti. Aylarca karnında taşıdığı bebeğini doğurduktan sonra hastanede bırakıp evine yalnız dönmek zorunda kalan, her an bebeğini düşünen bir annenin bebeğine sağlıkla kavuşmasını sağlayan her kim olursa övgülerin en büyüğünü hak eder.

500 proje arasında…

Erken veya sağlıksız olarak doğan bebeklerin hayata tutunması için, fiziksel, sosyal ve psikolojik koşulların iyileştirilmesi amacıyla Molfix tarafından geliştirilen ‘Hayat Bağım Güvenli Bağlanma Programı’, dünya çapındaki en iyi sosyal sorumluluk projelerini bulan ve ödüllendiren The International CSR Excellence Awards’ta değer bulundu. 500’den fazla projenin yarıştığı ödüller, geçen hafta Londra’daki St. Paul Katedrali’nde düzenlenen törenle sahiplerini buldu. Molfix, Hayat Bağım ile 2024 yılında Brezilya’da düzenlenecek The Green World Awards’a da katılmaya hak kazandı. The Green Organization CEO’su Roger Wolens ödülü, Hayat Kimya Strateji ve Pazarlamadan Sorumlu Global Başkan Yardımcısı Aysel Aydın’a takdim etti.

Hem eğitim hem ekipman

Program kapsamında şu ana kadar 160 bin ebeveyne rehber psikologlar eşliğinde güvenli bağlanmanın önemi, evde bakımı ve çocuk gelişimi hakkında eğitimler verildiğini söyleyen Hayat Strateji ve Pazarlamadan Sorumlu Global Başkan Yardımcısı Aysel Aydın’ın verdiği bilgiye göre proje, Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü ve Bebek Ruh Sağlığı Derneği iş birliğiyle yürütülüyor. Program kapsamında yenidoğan yoğun bakım ünitesindeki 3 bin ebe ve hemşire de ‘’Ebeveynlerle İletişim’’ ve “Çocuk Gelişimi” ile ilgili bilgilendirildi.

Dört yıldır sürüyor

Güvenli bağlanma, yenidoğan yoğun bakım sonrası evde bakım ve bebeğin gelişim alanlarında farkındalık yaratmak ve yenidoğan yoğun bakım ünitelerine, kuvöz, solunum cihazı, monitör gibi hayati ekipman desteği sağlamak amacıyla yaratılan Hayat Bağım Güvenli Bağlanma Programı ile bugüne kadar, 31 ildeki 35 hastaneye 350 birim hayati ekipman desteği sağlandı.

Bebekler geleceğimiz

Ödül töreni sonrasında sohbet ettiğimiz Aysel Aydın, “Daha fazla bebeğin hayata tutunması ve tedavi olmasına imkân veren projemizin yeri bizde çok ayrı. Bu sebeple Hayat Bağım’ın uluslararası bir ödüle daha layık görülmesi bizim için ayrı bir gurur. Hayat olarak toplumsal ihtiyaçları esas alan konular bizim hem bugünümüzün hem de geleceğimizin daima önceliği olmaya devam edecek” dedi.

649753b786b247447ca54964.jpg


Londra’daki törende The Green Organization CEO’su Roger Wolens ödülü Aysel Aydın’a takdim etti.

649753e886b247447ca54968.jpg


Deprem bölgesine de yardım elini uzattı

Program, depremden etkilenen 11 ilde bebek ve ebeveynlerine destek olmayı sürdürüyor. Proje kapsamında deprem bölgesindeki hastanelerin yenidoğan bakım bölümlerine radyan ısıtıcılı yatak, fototerapi cihazı, yenidoğan kuvözü, hasta başı monitörü ve nebülizatör gibi hayati ekipman desteği sağlanırken, depremzede anne ve ebe & hemşirelere de güvenli bağlanma eğitimleri verilecek. Londra’da Molfix Pazarlama Ekibine bir başka güzel haber de Brezilya’dan geldi. “Hayat Bağım Güvenli Bağlanma Programı” The Green World Awards’a aday gösterildi. Yarışmanın sonuçları 2024 yılında düzenlenecek ödül töreninde açıklanacak.

6497541086b247447ca5496a.jpg


6497542386b247447ca5496d.jpg


Fata Morgana’yı kaçırmayın

Ordu’yu bilmezdim, hiç yolum düşmedi. Ekonomi yazarlığı meslek hayatımda da kente hiç davet almadım. Ne büyük kayıpmış. Ordulu iş kadını Merve Yalçın’ın davetiyle Göcek, Bodrum, Ankara, İstanbul’dan yollara düştük. Göcek’teki teknesinden kalkıp gelen iş insanı Arzu Vatansever Kayar, İstanbul’dan gelen Ekavart Gallery Başkanı İnci Aksoy, Ankara’dan gelen Summart’ın Başkanı Zeynep Bora, hepimizin Ordu’ya ilk gelişiydi. Anlıyorum ki şehirlerin tanınmasının yolu da artık sanattan geçiyor. Ama ne sanat. Miami Art Basel, Venedik Bieanali başta olmak üzere dünyanın önemli sanat etkinliklerini kaçırmamaya çalışırım. Ordu’da gezdiğimiz dünyanın en büyük açık hava sergisi ambiyansı ile hepsiyle yarışır doğrusu. Yeşili, doğası, denizin içine taşmış heykelleri, Yason Burnu’ndaki kilisenin içindeki eserlerle adeta bir sanat şöleni yaşadık. Doğasıyla İskoçya’ya benzettiğim Ordu’da tek kişilik bir bienali gezdik sanki.

Serap mı, sanat mı?

Doğası, sahil şeridindeki düzenlemeleri, şezlong şeklindeki bankları, teleferiği ile masalsı bir şehir Ordu. Kente kendisi adeta bir sanat eseri olan Yason Burnu’nu görmek için dahi gidilir. Yason Burnu Fata Morgana adlı serginin de ana sergileme mekânı. Alper Aydın’ın ilk kişisel sergisi “Fata Morgana” adını bir hava olayından alıyor. Bir çeşit serap etkisi gösteren olay gerçekleştiğinde, cisimler denizin üstünde uçuyor gibi görünür. Sanatçı, serginin yapılacağı Yason Burnu’nda da gerçekleşen bu hava olayından referansla; geçmiş, şimdi ve gelecek algısına, insanın doğa karşısındaki yerine ve anlamına odaklanarak sanat üzerinden zaman ve mekâna dair hikâyelerle olması muhtemel sıra dışı senaryolara dair post-apokaliptik imgeler yaratıyor. Bu anlamda denizin ortasındaki heykel çok etkileyici.

100 hektarlık arazide

Yeryüzünün jeolojik oluşumunu, Adem ile Havva’nın yaratılış mitini, insanoğlunun doğa ve yaşam ile kurduğu diyaloğu, insan sonrası dünyayı imleyen eserler, sanatçının doğup büyüdüğü Yason ve Sülü Burnu ile Sarısu’daki deniz ve açık arazilerle tarihi Yason Kilisesi ve Taşbaşı Sanat Alanı gibi mekanlarda izleyici ile buluşuyor. Yaklaşık 100 hektarlık bir araziye yayılan “Fata Morgana” sanatseverlerin eserleri doğadaki değişimlerle izlemesine olanak tanıyor.

6497544b86b247447ca54971.jpg


Kanat oldular

Bu çapta bir serginin açılmasına destek olan iş insanları Merve Yalçın ve Zeynep Bora ile Ordu Büyükşehir Belediye Başkanını da ziyaret ettik. Orduluların çok sevdiği başkan Hilmi Güler, kenti cazibe merkezi haline getirecek projelerini anlattı. Merve Yalçın da, “Zeynep ve ben Alper’i çok sevdik, işine olan tutkusu, sakinliği, azmi, mütevazılığı ve 7 yıl içinde oluşmuş portföyü bizi inandırmanın ötesine geçirdi. Alper’in özgürce uçması için ihtiyacı oldukça ona kanat olacağız” dedi. Alper Aydın’ın sergisi 20 Ağustos’a kadar görülebilir.
 
Üst Alt