Deprem felaketinin öğrencilerin eğitimine etkilerinin azaltılması amacıyla ortaya atılan “Uzaktan eğitim” konusunda İngiliz hükümetinin raporuna göz atmakta yarar var.
Uzaktan eğitim, yani online eğitim gene geldi gündeme oturdu geçen hafta. Sorunlarımızı, yurtlardan öğrencileri çıkarmadan, üniversitelerde yerinde eğitime ara vermeden halledebilir miydik tartışmasına girmeden, biraz öğrencilerin durumuna odaklanmak istiyorum. Kovid-19 döneminde İngiltere’de yaşanan uzaktan/online (yani çevrimiçi) eğitim tecrübesinden geriye kalanları sizinle paylaşmayı düşündüm. Birleşik Krallık hükümetinin hazırlattığı etki raporu, 12 Temmuz 2021 tarihinde hükümetin web sitesinde yayınlanmış. Başlığı “Pandemi sırasında öğrenim: İngiltere araştırmasının analizi.” Hükümetin yaptırdığı söz konusu araştırmada yer alan bilgi ve istatistikler, eğitimin ve öğrencilerin uzaktan eğitime nasıl hazırlıksız yakalandığını ve uzaktan eğitimin özellikle hangi konularda akademik seviyeyi ve öğrencilerin psikolojisini etkilediğini ortaya koyma amacını taşıyor.
Öğrenciler üzerinde gözlemlenen en olumsuz etki sosyal yaşamın, birlikte yaşama deneyiminin yok olması. Pek çok öğrenci için üniversite bir tanışma, konuşma, tartışma, etkileşime geçme, dertleri ve sevinçleri paylaşma, karşılıklı hayatı öğrenme deneyimi. Uzaktan eğitim bunu tamamen ortadan kaldırıyor. Yani dersi Zoom’dan izlemek üniversite deneyimi değil kesinlikle!
Bir diğer önemli konu, üniversite ortamının farklı geri planlara sahip, farklı sosyoekonomik çevreden gelen bireylerin tanışıp ortak bir deneyim yaşama alanı olması. Genç insanların kabuklarından çıkıp kamusal alanda kendi yerlerini buldukları özel bir alan üniversite. Araştırmada yer alan birebir söyleşilerde öğrenciler, özellikle bu durumun altını çiziyor.
Yaygın depresyon nedeni
Birleşik Krallık gibi gelişmiş bir ülkede dahi online eğitim büyük eşitsizlikler doğuruyor. Pek çok öğrenci yoksul ortamlardan geliyor. Üniversitenin sunduğu derslikler, laboratuvarlar, sosyal alanlar, onlar için evde, mahallede bulunamayacak ortamlar. Eğitimde eşitlik evden olmuyor. Yerinde oluyor. Çoğu öğrenci evde rahat çalışamıyor. Konsantre olamıyor. Aile bireylerinin durumu öğrenciler için doğru ve sağlıklı ortamı yaratmaya yeterli değil. Bu durumun yaygın depresyona neden olduğu tespit edilmiş.
Pek çok öğrenci için üniversite demek, evdeki imkânsızlıklar ortamından sıyrılıp, kendilerine sunulan olanaklarla tanıştıkları ve deneyimledikleri bir ortam. Siz eğitimi eve yollayarak öğrencileri de imkânsızlıklar ortamına geri gönderiyorsunuz. Kaldı ki hâli vakti yerinde olan öğrenciler de üniversiteyi terk edip eve dönmekten memnun değil.
Yoksul öğrenciler etkileniyor
Araştırmaya göre, online eğitimden özellikle üniversitelere yeni başlayanlar ve genç öğrenciler etkileniyor. Pandemi döneminde son sınıfta online eğitime geçenlerin şikâyetleri daha az, çünkü onlar olması gerektiği eğitimi almış. Bugün Türkiye’ye bakıldığında durum daha da ağır! 2020’de üniversiteye başlayan birini bugün eve gönderdiğinizde, bu öğrencinin 4 yıllık eğitim hayatının neredeyse yarısını çalmış oluyorsunuz. Araştırmada, akademik anlamda, en çok matematik ve uygulamalı derslerde geri kalındığını ortaya koymuş. Mühendislik, tıp gibi teknik alanlarda online eğitim ise mümkün değil!
Online eğitimin en çok en fakir ve dezavantajlı kesimlerdeki öğrencileri vurduğu ortada. Devlet okullarının da genellikle özel eğitim kurumlarına göre daha çok etkilendiği ortaya konuyor
Online eğitim işlememiş
Aynı dönemde, acaba İngiltere gibi gelişmiş bir ülke yerine gelir seviyesi ve yoksulluk bakımından İngiltere’den daha uzak, Türkiye’ye daha yakın bir ülkede neler olmuş, ona da bakmak istedim. Brezilya’da mesela yıkım çok büyük! Online eğitim işlememiş. Öğrenim neredeyse durmuş. Pek çok öğrenci okuldaki imkânı ev ortamında bulamamış. Çünkü çoğu için okul, evin bunaltıcı, yoksunluk ortamından kurtulup ortak bir deneyimi paylaştıkları imkânlar ortamı olduğundan eve dönüş büyük depresyona neden olmuş. İngiltere’de depresyona neden olan durum, Brezilya’daki dar gelirli ailelerden gelen öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yaptığını, siz tahmin edin!
Bütün bunlar ışığında depremin ardından alınan kararların öğrencileri nasıl bir belirsizliğin içinde yaşamaya mecbur ettiği daha net ortaya çıkıyor.
Uzaktan eğitim, yani online eğitim gene geldi gündeme oturdu geçen hafta. Sorunlarımızı, yurtlardan öğrencileri çıkarmadan, üniversitelerde yerinde eğitime ara vermeden halledebilir miydik tartışmasına girmeden, biraz öğrencilerin durumuna odaklanmak istiyorum. Kovid-19 döneminde İngiltere’de yaşanan uzaktan/online (yani çevrimiçi) eğitim tecrübesinden geriye kalanları sizinle paylaşmayı düşündüm. Birleşik Krallık hükümetinin hazırlattığı etki raporu, 12 Temmuz 2021 tarihinde hükümetin web sitesinde yayınlanmış. Başlığı “Pandemi sırasında öğrenim: İngiltere araştırmasının analizi.” Hükümetin yaptırdığı söz konusu araştırmada yer alan bilgi ve istatistikler, eğitimin ve öğrencilerin uzaktan eğitime nasıl hazırlıksız yakalandığını ve uzaktan eğitimin özellikle hangi konularda akademik seviyeyi ve öğrencilerin psikolojisini etkilediğini ortaya koyma amacını taşıyor.
Öğrenciler üzerinde gözlemlenen en olumsuz etki sosyal yaşamın, birlikte yaşama deneyiminin yok olması. Pek çok öğrenci için üniversite bir tanışma, konuşma, tartışma, etkileşime geçme, dertleri ve sevinçleri paylaşma, karşılıklı hayatı öğrenme deneyimi. Uzaktan eğitim bunu tamamen ortadan kaldırıyor. Yani dersi Zoom’dan izlemek üniversite deneyimi değil kesinlikle!
Bir diğer önemli konu, üniversite ortamının farklı geri planlara sahip, farklı sosyoekonomik çevreden gelen bireylerin tanışıp ortak bir deneyim yaşama alanı olması. Genç insanların kabuklarından çıkıp kamusal alanda kendi yerlerini buldukları özel bir alan üniversite. Araştırmada yer alan birebir söyleşilerde öğrenciler, özellikle bu durumun altını çiziyor.
Yaygın depresyon nedeni
Birleşik Krallık gibi gelişmiş bir ülkede dahi online eğitim büyük eşitsizlikler doğuruyor. Pek çok öğrenci yoksul ortamlardan geliyor. Üniversitenin sunduğu derslikler, laboratuvarlar, sosyal alanlar, onlar için evde, mahallede bulunamayacak ortamlar. Eğitimde eşitlik evden olmuyor. Yerinde oluyor. Çoğu öğrenci evde rahat çalışamıyor. Konsantre olamıyor. Aile bireylerinin durumu öğrenciler için doğru ve sağlıklı ortamı yaratmaya yeterli değil. Bu durumun yaygın depresyona neden olduğu tespit edilmiş.
Pek çok öğrenci için üniversite demek, evdeki imkânsızlıklar ortamından sıyrılıp, kendilerine sunulan olanaklarla tanıştıkları ve deneyimledikleri bir ortam. Siz eğitimi eve yollayarak öğrencileri de imkânsızlıklar ortamına geri gönderiyorsunuz. Kaldı ki hâli vakti yerinde olan öğrenciler de üniversiteyi terk edip eve dönmekten memnun değil.
Yoksul öğrenciler etkileniyor
Araştırmaya göre, online eğitimden özellikle üniversitelere yeni başlayanlar ve genç öğrenciler etkileniyor. Pandemi döneminde son sınıfta online eğitime geçenlerin şikâyetleri daha az, çünkü onlar olması gerektiği eğitimi almış. Bugün Türkiye’ye bakıldığında durum daha da ağır! 2020’de üniversiteye başlayan birini bugün eve gönderdiğinizde, bu öğrencinin 4 yıllık eğitim hayatının neredeyse yarısını çalmış oluyorsunuz. Araştırmada, akademik anlamda, en çok matematik ve uygulamalı derslerde geri kalındığını ortaya koymuş. Mühendislik, tıp gibi teknik alanlarda online eğitim ise mümkün değil!
Online eğitimin en çok en fakir ve dezavantajlı kesimlerdeki öğrencileri vurduğu ortada. Devlet okullarının da genellikle özel eğitim kurumlarına göre daha çok etkilendiği ortaya konuyor
Online eğitim işlememiş
Aynı dönemde, acaba İngiltere gibi gelişmiş bir ülke yerine gelir seviyesi ve yoksulluk bakımından İngiltere’den daha uzak, Türkiye’ye daha yakın bir ülkede neler olmuş, ona da bakmak istedim. Brezilya’da mesela yıkım çok büyük! Online eğitim işlememiş. Öğrenim neredeyse durmuş. Pek çok öğrenci okuldaki imkânı ev ortamında bulamamış. Çünkü çoğu için okul, evin bunaltıcı, yoksunluk ortamından kurtulup ortak bir deneyimi paylaştıkları imkânlar ortamı olduğundan eve dönüş büyük depresyona neden olmuş. İngiltere’de depresyona neden olan durum, Brezilya’daki dar gelirli ailelerden gelen öğrenciler üzerinde nasıl bir etki yaptığını, siz tahmin edin!
Bütün bunlar ışığında depremin ardından alınan kararların öğrencileri nasıl bir belirsizliğin içinde yaşamaya mecbur ettiği daha net ortaya çıkıyor.